AMSTERDAM: BÄ°SÄ°KLETLE GEZÄ°LEN ÅžEHÄ°R

Yazmaya baÅŸlamadan önce rüya gibi ÅŸehir Amsterdam’da gezmemizi ve daha baÅŸka birçok güzel yeri görmemizi saÄŸlayan Avrupa Rüyası ekibine teÅŸekkür etmek istiyorum. Onların sayesinde Dünya turu rüyalarımın bir kısmını (Avrupa’yı) tamamladım diyebilirim.

Amsterdam’a gelir gelmez beni en çok etkileyen ÅŸey bisikletler oldu. O kadar alışmışlar ki bisiklet kullanmaya, bizim piknikte pazarları filan spor olsun diye bindiÄŸimiz alet burada bir ulaşım aracı adeta bir yaÅŸam biçimi olmuÅŸ. Ä°nsanlar her yere bisikletle gidiyorlar. Benim burada ilk görmek (belki de en çok görmek) istediÄŸim yer Madame Tussuads Müzesiydi zaten hemen ilk olarak oraya gittim.

Madame Tussauds Müzesi
Avrupa rüyası turu sayesinde Amsterdam’dan önceki ÅŸehirlerde de bu müzenin ÅŸubeleri vardı ama ben illaki buraya göreceÄŸim diye kendimi ÅŸartladığım için diÄŸerlerini gezmedim. Dam Meydanı’nda bulunan bir alışveriÅŸ merkezinin en üst dört katındaki Madame Tussauds Müzesi’nde hepimizin de bildiÄŸi gibi uluslararası ünlü kiÅŸilerin, sanatçı, oyuncu ve politikacıların balmumu heykelleri var. Fakat ayrıca burada Hollanda tarihini canlandıran sergiler ve Hollanda’lı meÅŸhurların da heykelleri bulunuyor. Ben burada sıkıcı müze gezmeleri gibi görmediÄŸim için çok eÄŸlendim. Neredeyse her heykelle ayrı bir fotoÄŸrafım var.

Anne Frank Evi
Anne Frank, aslında yahudi küçük bir kız. Hitler döneminde Yahudiler aranırken bu küçük kız ailesi ile birlikte bu evde saklanmış. Ona verilen ajandaya da 2 yıl boyunca, günlük tutmuÅŸ, anılarını yazmış. Ancak birisi onları ihbar etmiÅŸ ve toplama kampına gönderilmiÅŸler. Aynı yıl babası hariç aildeki herkes ölmüÅŸ. Babası ise kızının günlüÄŸünü kitap haline getirmiÅŸ. Åžimdilerde bu kitabı yani “Anne Frank’ın Hatıra Defteri” tüm dünyada kitapçılarda bulabilirsiniz. Ayrıca 1959 yılında filmi de çekilmiÅŸ. Anne Frank Müzesi’nde saklandıkları gizli odaları, günlüÄŸünün orijinalini ve Nazi dönemindeki yahudi nefretini anlatan bir sergiyi görebilirsiniz.

Jordaan
Ä°stanbul’da yaşıyorsanız Cihangir’i bilirsiniz. Burası da Amsterdam’ın cihangiri diyebiliriz. Burada çok fazla turist yok, o yüzden de kendinizi yerel birisi gibi hissedebileceÄŸiniz bir bölge. Güzel kafelerde, çeÅŸit çeÅŸit sakallı bıyıklı (yani hipster) kiÅŸiler görmenizle beraber “Hah valla cihangirdeyim” diye düÅŸüneceÄŸiniz bir bölge. Azcık da entel takılalım derseniz bence gelin bi uÄŸrayın, buradaki mekanlarda biÅŸeyler için derim.

Amsterdam Müzesi
Kent merkezinde bulunan bu müze tahmin edebileceÄŸimiz üzere Amsterdam tarihini anlatıyor. 1578’den beri yetimhane olarak kullanılmış bu bina. Ancak 18. yyda yenilenmiÅŸ ve 1976’da da Amsterdam Tarih Müzesi yapılmış. ÇeÅŸitli sanat eserlerinin yanı sıra moda, el sanatları gibi ÅŸeyler üzerine de süreli sergiler görebilirsiniz.

YeldeÄŸirmenleri BaÅŸlığı görünce sizin de aklınıza Don KiÅŸot geldi mi? Her ne kadar o Ä°spanyol bir ÅŸövalye olsa da burada yaÅŸasa sıkıntı çekmez diyoruz Amsterdam için. Çünkü birbirinden güzel yel deÄŸirmenlerini görebiliyorsunuz etrafta. Amsterdam merkezinde bile sekiz tane var. Jordaan semtinin Ledenberchstraat Caddesi’nde bulunan De Otter yeldeÄŸirmenini görmenizi tavsite ederim.

​Dip Not:
Bisiklet trafiÄŸine gerçekten dikkat edin. Çünkü aşırı alışmışlar ve fazla hızlı kullanıyorlar. Bu yüzden dikkatli olmazsanız eÄŸer bisikletin size çarpma olasılığı var. Amsterdam gezimi maalesef “ÅŸimdilik” noktalıyorum ama eminim ki yeniden geleceÄŸim. Hem daha gezecek çok yer var! Avrupa Rüyası otobüsüyle gezmelere devam. Henüz turumuzun yarısına bile gelmedik ama çok güzel yerler gördüm. Size de özellikle ucuz avrupa turu yapmak isteyenlere ÅŸiddetle Avrupa rüyası tavsiyemdir. Gelin, görün, gezin!

YORUMLAR

  • Henüz yorum yok.

YORUM YAP