Polonya'nın diğer şehirlerinden farklı olan Varşova, eski bir pazar meydanında merkezlenmektense, restore edilmiş Gotik, komünist beton, modern cam ve çelikle birleştirilip farklı mimariye sahip geniş bir alana yayılmış durumda. Vistül Nehri üzerinde yer alan şehir Baltık Denizi'nin yaklaşık 360 km ve Karpatlar’dan da 300 km uzaklıkta bulunuyor. İşte Varşova’yı ziyaret etmek için 7 iyi sebep!

1. Sovyet canavarı, Büyük Kültür ve Bilim Sarayı

Büyük Kültür ve Bilim Sarayı, Varşova’nın komünist yönetim altındaki günlerinin hatırlatıcısı durumunda. Sovyet mimar Lev Rudnev tarafından inşa edildiğinde Moskova şehir merkezinde bulunan ve gurur kaynağı olan Stalin'in yedi kız kardeşine benzerliğinden dolayı sekizinci kız kardeş olarak biliniyor. Bina bugün çok katlı bir sinema, dört tiyatro, iki müze, bir üniversite, bir yüzme havuzu, bir konser salonu ve en tepede şehrin panoramik bir manzarasını barındırıyor.

2. Donatların şaşırtıcı sayısı 

Bir sürpriz olarak gelebilir, ancak Varşova'daki bazı sokak köşelerinde, donat satıcıları arasında hareket edemeyebilirsiniz. Donat satıcıları, dükkânların önü, metro çıkışları ve yaya geçitlerini bu tatlı pastalar ile kaplıyorlar. 1.5 zloty (30 p) gibi düşük bir fiyatı olan donatları yememek için bir sebep kalmıyor.

3. Zümrüd-ü Anka kuşu olarak da bilinen kent

Hitler, Varşova'nın gezegenden tamamen silinmesini istemişti. İkinci Dünya Savaşı'nın ilk yıllarında şehri işgal ettikten sonra, Nazi lideri şehri bir demiryolu istasyonundan fazlası olarak görmedi. Ve böylece Sovyetler doğuya yaklaştığında ve Varşova Ayaklanması acımasızca bastırıldığında, Naziler Varşova'yı sistematik olarak bina bina, sokak sokak tahrip etmeye başladılar. Kent özgürlüğüne kavuştuğunda Sovyetler de şehre çok nazik davranmadı. Bugün, kentte giderek artan sayıda kalabalık gökdelenler, yeni restoranlar, moda mağazaları, publar ve barlar görmek, on yıllardır ilk kez güvende olan bir şehir görmek anlamına geliyor.

4. Renkli bir tarihe sahip renkli bir Old Town

İkinci Dünya Savaşı sayesinde Old Town’ın sadece ismi kaldı. Başkentin 13. yüzyıla dayanan tarihi merkezi, savaş sırasında tamamen ortadan kaldırıldı. Ziyaretçilerin bugün keşfettiği şey ise aslında 20. yüzyılın yeniden inşa edilmiş hali. Gerçekten de olağanüstü. Şimdi Unesco tarafından korunan Arnavut kaldırımlı sokaklar ve meydanların titizlikle yeniden yapılışı, biraz araştırmaya değer. 

5. Şık müzeler

2014'te açılan ödüllü Polonya Yahudileri Tarihi Müzesi, Holokost'a kadarki bin yıl boyunca Polonya'da gelişen Yahudi halkının hayatını inceleyen bir multimedya anlatı sergisi. Tom Booth, Telegraph Travel için yazdığı yazısında bu müzeyi “Yiddish sohbeti ve duygusal klezmer müziğinin yüzyıllar öncesinden gelen yankıları sayesinde gürültülü ve renkli bir müze” olarak tanımlamıştır. Müzeyi barındıran yapı kendi başına görülmeye değer: bir şehir parkında kurulmuş post-modern, kübik bir yapı.

6. Alışılmadık bir anıt

Burası aslında bir anıtın anıtı. Warschauer Kniefall ya da Varşova İbadet Alanı (Genuflection), 1970 yılında Almanya Başbakanı Willy Brandt’ın 1943'te Nazi işgali altındaki Varşova Gettosunun Yahudi nüfusu tarafından Almanları yenmek için yapılıp başarısız olan ve 13.000'den fazla ölü ve neredeyse 60,000 kişinin sürgüne gönderilmesiyle sonuçlanan Varşova Getto Ayaklanması’nı anmak üzere buraya gelişinin anısına hazırlanmış bir anıt. Brandt, anıta çelenk bıraktıktan sonra diz çökerek bir süre sessiz kaldı. Beklenmeyen bu jest, Doğu Avrupa ile ilişkileri ilerletmek için önemli bir adım olarak görüldü.

7. Epik Parklar

Kentte ayrıca 18. yüzyılın ilk yarısında inşa edilen ve şehrin en eski parklarından biri olan Ogrod Saski gibi devasa yeşil alanları da bulunuyor.

Varşova'nın mimari tarzların karışımı, şehrin ve ülkenin çalkantılı tarihini yansıtıyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında yıkıma uğrayan ve kurtuluşun ardından yeniden inşası, komünist yönetilen Polonya Halk Cumhuriyeti'ndeki diğer şehirlerde olduğu gibi başladı. Tarihi binaların çoğu iyice yeniden inşa edildi. Bununla birlikte, 19. yüzyıldan kalma, makul yeniden yapılandırılabilir formda korunmuş olan binaların bazıları 1950'ler ve 1960'larda (örneğin Kronenberg Sarayı) tamamen ortadan kaldırılmıştır. Doğu Bloğu ülkelerinin tipik tasarımlarıyla toplu konut blokları inşa edildi. Kamusal alanlara yapılan yatırımlar sayesinde şehir tamamen yeni meydanlar, parklar ve anıtlar kazandı. Kuzey Avrupa Turu ve İskandinav Rüyası ile ziyaret edebileceğiniz Varşova'nın mevcut kentsel peyzajı modern ve çağdaş bir mimari örneği.

Yazan: Peril Cantürk